İçeriğe geç

Görevsizlik itirazı ne zamana kadar yapılabilir ?

Görevsizlik İtirazı Ne Zamana Kadar Yapılabilir? — Hukukun Ontolojik Sınırlarında Bir Sorgulama

Bir Filozofun Gözüyle Adaletin Zamanı

Zaman, adaletin hem müttefiki hem de düşmanıdır. Görevsizlik itirazı — yani bir mahkemenin, önündeki davaya bakma yetkisinin olmadığını ileri sürme hakkı — tam da bu ikilemin ortasında durur. Filozof için zaman yalnızca bir ölçüt değil, varlığın biçimidir. Hukukta ise zaman, hak arayışının sınırıdır. Peki, insanın hak arayışı zamana mı, yoksa adalete mi bağlı olmalıdır?

Bu sorunun cevabı, yalnızca yasal düzenlemelerde değil, epistemolojik ve etik düzlemlerde de aranmalıdır. Çünkü “ne zamana kadar” sorusu, bir yönüyle bilgiye (epistemolojiye), diğer yönüyle sorumluluğa (etik), en derininde ise varlığa (ontolojiye) dokunur.

Epistemolojik Bir Yaklaşım: Bilginin Sınırında İtiraz

Bir mahkemenin “görevli” olup olmadığını bilmek, aslında bilginin doğasıyla ilgilidir. Taraflar, yargı sisteminin karmaşık yapısında, hakikati bilgiyle ararlar. Ancak bilgi her zaman eksiktir; kimi zaman yanılgılar, kimi zaman da yasanın yoruma açık doğası, bu bilginin sınırlarını belirler. Görevsizlik itirazı bu bağlamda bir “bilme cesareti”dir. Çünkü kişi, davanın yanlış yerde görüldüğünü iddia ederek, bilgiye dair bir farkındalık sergiler.

Fakat bu farkındalık sonsuz değildir. Hukuk düzeni, bilgiyi de süreyle sınırlamıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre, görevsizlik itirazı “ilk itirazlar” arasında sayılır ve cevap dilekçesi verme süresi içinde yapılmalıdır. Yani kişi, davanın seyrine başlamadan önce, bilgiye ve bilincine sahip olmalıdır. Zira geç kalan bilgi, adaletin değil, karmaşanın sebebidir.

Etik Boyut: Zamanında Sorumluluk Almak

Etik açıdan bakıldığında, görevsizlik itirazı yalnızca bir hak değil, aynı zamanda bir sorumluluktur. Zamanında konuşmak, sadece hukuki değil, ahlaki bir eylemdir. İtirazı zamanında yapmayan kişi, adaletin akışını geciktirir; dolayısıyla hem kendi hakkını hem de karşı tarafın hakkını ihlal eder.

Burada Aristoteles’in “mesotes” (orta yol) öğretisi hatırlanmalıdır. Ne aşırı sessizlik ne de zamansız itiraz erdemlidir. Erdem, doğru zamanda, doğru biçimde konuşmaktır. Bu nedenle görevsizlik itirazı, bir “erdem zamanı”dır: Ne çok erken, ne de çok geç — adaletin terazisine denk düşen anda yapılmalıdır.

Ontolojik Derinlik: Hukukun Varlığı ve Sınırı

Ontolojik açıdan bakıldığında, “görev” kavramı hukukun varlık biçimlerinden biridir. Mahkemenin görevi, varlık gibi bölünemez bir bütünlük içerir. Bir mahkeme, varlık alanı dışında bir konuda hüküm verdiğinde, ontolojik olarak “yok hükmünde” bir eylemde bulunur. Bu nedenle görevsizlik itirazı, varlığın sınırlarını koruma çabasıdır.

Fakat bu sınır, sonsuz değildir. Hukuk, ontolojisini süreyle korur. Eğer taraf, bu sınırları belirli bir zaman içinde ileri sürmezse, o varlık alanı artık kapanır. Görevsizlik itirazı yapılabilecek zaman geçtiğinde, varlık da bir anlamda “mahkeme kararında donmuş” olur. Artık hakikatin değil, hükmün zamanı başlar.

Hukuki Çerçeve: Ne Zamana Kadar?

Somut olarak ifade etmek gerekirse; görevsizlik itirazı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 116 ve madde 114 uyarınca bir “ilk itiraz”dır. Bu itiraz, cevap dilekçesi süresi içinde, yani davalı tarafın savunmasını sunduğu ilk aşamada yapılmalıdır. Süresi geçtikten sonra yapılan itiraz, artık dinlenmez.

Ancak mahkemenin görevli olup olmadığı kamu düzenine ilişkinse, bu durum istisna teşkil eder. Yani mahkeme, tarafların itirazı olmasa bile, görevsiz olduğunu kendiliğinden tespit edebilir. Bu da hukukun ontolojik kendi bilincidir; varlık kendini korur.

Düşünsel Bir Sonuç: Adaletin Zamanı mı, Zamanın Adaleti mi?

Görevsizlik itirazının süresi yalnızca yasal bir sınır değildir; adaletin zamanla olan ilişkisinin metaforudur. Bir filozof için bu durum, şu soruyu gündeme getirir:

“Adaletin gerçekleşmesi mi zamana bağlıdır, yoksa zaman mı adaletin bir tezahürüdür?”

Zamanında yapılmayan bir itiraz, belki hukuken geçersizdir; fakat felsefi düzlemde, insanın geç kalmış farkındalığının sembolüdür. Adalet, yalnızca yasal bir süreç değil, varlığın kendiyle yüzleşmesidir.

O hâlde sormak gerekir: Görevsizlik itirazını zamanında yapmak mı adil olandır, yoksa adaletin kendisi mi zamanı anlamlı kılar?

8 Yorum

  1. Efsun Efsun

    Görevsizlik kararını veren mahkemeye başvurma süresi iki hafta olup, bu süre hak düşürücü niteliktedir. Bu nedenle mahkeme tarafından re’sen gözetilmesi gerekir. HMK Madde 20 Görevsizlik veya Yetkisizlik Kararı Üzerine … Görevsizlik kararını veren mahkemeye başvurma süresi iki hafta olup, bu süre hak düşürücü niteliktedir. Bu nedenle mahkeme tarafından re’sen gözetilmesi gerekir.

    • admin admin

      Efsun!

      Saygıdeğer katkınız, makalemin derinliğini ve akademik niteliğini artırdı; sunduğunuz fikirler sayesinde yazının bütünsel yapısı sağlamlaştı.

  2. Murat Murat

    Görevsizlik kararına karşı itiraz yolu bulunmaktadır, kararın tefhim veya tebliğ edilmesinden itibaren 7 gün içerisinde kararı veren mahkemeye itiraz edilebilecektir. Görevsizlik kararı yerinde ise itirazın incelenmesi için dosyayı itirazı incelemeye yetkili mahkemeye dosya gönderilecektir. Yetki itirazı HMK nun 116/1-a maddesi uyarınca ilk itirazlardan olup davanın görüldüğü Sulh Hukuk Mahkemesine göre ilk duruşma gününe kadar (ilk duruşma günü dahil) ileri sürülebilir.

    • admin admin

      Murat! Sevgili dostum, sunduğunuz katkılar yazının mantıksal akışını güçlendirdi ve daha düzenli hale getirdi.

  3. Arda Arda

    İtiraz kanun yoluna başvuru süresi; hakim, Cumhuriyet savcısı veya mahkeme tarafından verilen kararın tefhim veya tebliğinden itibaren iki haftadır (CMK m.268/1). İtiraza konu karar, itiraz hakkına sahip kişinin yokluğunda verilmişse tebliğ edilmelidir. İtiraz süresi de tebliğden itibaren başlar. İlk itirazlar sadece cevap süresi içerisinde ileri sürülebilir. Cevap süresi 2 hafta olup bu süre geçirildikten sonra ilk itirazın dinlenebilmesi mümkün değildir.

    • admin admin

      Arda!

      Görüşleriniz, yazının önemli noktalarını ön plana çıkararak metni güçlendirdi.

  4. Kurt Kurt

    Yetki itirazı HMK nun 116/1-a maddesi uyarınca ilk itirazlardan olup davanın görüldüğü Sulh Hukuk Mahkemesine göre ilk duruşma gününe kadar (ilk duruşma günü dahil) ileri sürülebilir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) kapsamında, mahkemenin görevsizlik kararı vermesi durumunda, taraflar bu karara itiraz edebilir. İtiraz süresi, gerekçeli kararın taraflara tebliğ (yazılı bildirim) edilmesinden itibaren 2 haftadır . Bu süre içinde, kararı veren mahkemeye başvurarak itiraz dilekçesi sunulmalıdır.

    • admin admin

      Kurt! Görüşleriniz, yazıya yalnızca derinlik katmakla kalmadı, aynı zamanda daha okunabilir bir yapı kazandırdı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
vdcasino.onlinesplash